Dünyanın, etkisini giderek artıran bir ekolojik krizin içinde olduğu artık çoğu kesimler tarafından kabul edilmektedir. Doğadaki dengenin bozulması; yeraltı kaynaklarının azalması, temiz su rezevlerinin tükenmeye başlaması, yerüstünde ekilebilir alanların yapısının değişmesi, buzulların erimeye devam etmesi, ozon tabakasının incelmesi veya delinmesi, çevre kirliliği gibi sonuçlar insanın doğa ile savaşının sonuçları olarak ortadır. Dolayısıyla insanın doğa ile ilişkisi artık sürdürülebilir olmaktan çıkmaktadır. Ekolojik kriz yeryüzündeki birçok canlı türünün yanında insan yaşamının devamını da tehdit eder şekilde kendisini göstermektedir. İnsanın çevreyi yanlış kullanımı yeni bir olgu değildir. Başlangıçta insanın doğaya verdiği zarar önemli sayılabilecek bir düzeyde değil iken, özellikle Sanayi Devrimi’ndan sonra üretimin yoğunlaşması, kentleşme, fosil yakıtların kullanmının artması, nüfusun artmaya devam etmesi 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren çevre tahribatının “kriz” ve “felaket”kavramlarıyla anılmaya başlanmasına sebep olmuştur. Bu aşamada ekolojik krizin nasıl algılandığının ve asıl sebeplerin belirlenmesi, öncelikli ve etkin çözümlerin bulunması ve uygulanması konusu önem arz etmektedir. Nüfus ile doğa arasındaki ilişkiye duyulan ilgi uzun bir zaman dilimini kapsarken bu konudaki ilk bilimsel araştırma konusu olarak ele alınmaya başlanması Thomas Malthus’un 1798’de yayınlanan çalışmasıyla olmuştur. Dolayısıyla nüfus ve çevre ile ilgilenen literatür yazını sürdürülebilirlik , ekolojik kriz, nüfus ve doğa bağlantılarını konu edinmektedir. Buradan yola çıkılarak çalışmada, nüfus artışının çevresel bozulmaya sebebiyeti göz ardı edilmeden, gelişmiş ve az gelişmiş ülkelerin tüketimleri ile nüfus büyüklükleri karşılaştırılarak ekolojik krizin ana nedenlerinden birisi tüketim ve üretim sistemleri olabilir mi sorusunun cevabı aranmaya çalışılmıştır. Bu sebeple salt nüfus artışını neden olarak gören Malthusyen düşünceye yönelik alternatif bir bakış açısı sunulmaya çalışılmıştır. Bu çalışma, küresel nüfus büyüklüklerinin ekolojik krizi ve sürdürülebilir gelişmeyi ne yönde etkilediğini araştırmayı ve böylelikle yeni çalışmalara fikir sunmayı amaçlamaktadır. Ayrıca araştırmanın insanlığı yakından ilgilendiren bir konuya işaret etmesi ve toplumsal farkındalık oluşturmayı katkısı araştırmanın bir başka amacıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Economics |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2022 |
Published in Issue | Year 2022Volume: 1 Issue: 1 |